GuidePedia

0

Dünyayı Yönetenler Şeytan'la Antlaşması Olan İnsanlar mı?


Konuya girmeden önce şunu belirtmek istiyorum ki Şeytan'la Antlaşmanın daha doğrusu Lusifer'in, Şeytan'ın, yılanın ve hayaletin ruhuna tapmaktan haz alan insanların bir araya toplandığı tarikatlardır ve bu cemiyete mensup olan insanlar bu dünyada oldukça normal hayatlar yaşarlar. Lütfen filmlerde gördüğünüz gibi şeyler olacağını düşünmeyin. Genelde bu tür bir tarikata üye olan insanlar kendi alanlarında seçkin insanlardır ama istedikleri şey için (Güç ve Para) bazı güçlere hizmet ederler ve elde ettiklerinden daha fazlasına sahip olmak için Deal with the Devil ( Şeytan'la Antlaşma) yaparlar. Peki, madem kendi alanlarında bu kadar seçkinler neden böyle bir şey yapıyorlar. Cevabı çok basit tabii ki de para, ün, saygı ve kendi alanındaki başarıyla ''Tek'' ihtiyaç haline gelmek. Bu konuyu takip eden insanların ortak sorduğu soru hep şudur, eğer birisi Şeytan'la bir antlaşma yaparsa o zaman bu karşılıklı olur, yani dünyadaki tüm ölümlü yaşamlarını para, kadınlar ya da gezilerle daha zevkli bir hale getirmek için ruhlarını satarlar ve cehennemi göze alırlar. Çünkü Şeytan'ın varlığından haberdar olurlar ve buda onları bariz bir şekilde Allah'ın varlığından da haberdar kılar, buna rağmen bilinçli bir şekilde, kör ve ahmakça bu hayatta alabilecekleri şeyler için öbür dünyadaki nimetlerden vazgeçerek bu seçimi yaparlar. Ancak Şeytan'a tapınmada hem hislere, hem cinselliğe hem de akla hitap eden bir keyif ve tatminin olduğunu öğreniyorlar ve buda onların Allah'ın kurallarını yok saymalarına ve bu dünyada zevkleri için yaşamalarına neden oluyor çünkü insani zaaflarından dolayı bu tür şeyler onların işine geliyor. Bu insan için çok özgün bir keyif ve hepimizde olumsuz şeylerin yanında meleksi ya da Tanrısal bir şey var, bu bastırılıyor. Çünkü bizim kutsal ya da kutsallıkla ve heybetli gördüğümüz herşeyden büyük dehşet duyuyorlar, yani biz onlardan korkarken onlar kutsal yazıtlarımız ve gerçek kutsal Tanrı'mızdan (Allah'tan) dehşet duyuyorlar (Korkuyorlar). Ve onların en rahat şekilde var ve güçlü olabilmeleri için hayatımızdan kutsal olan herşeyi kaldırmaları gerek, bunun anlamı ''Yeni Seküler Düzen''. Diğer bütün Yeni Dünya Düzeni belgeselleri bunu es geçiyor, aslında ''Deccal'' için hazırlanan bir dünyada kutsal olan herşey alaya alınacaktır.
Örneğin; Kâfirlerin çizdikleri karikatürler de Hz. Muhammed şunu der ''Birisi din değiştirirse kafasını uçurun'' İşte İslamı peygamber efendimizin demediği şeyleri söyledi gibi göstererek kötüyecekler ve Kutsal Dinlerin itibarını zedeleyerek insanları ''Yeni Seküler Düzen'e'' alıştıracaklar. Dans eden İsa ve bikinili kadınları dikizleyen Genç Musa gibi karikatürler ile din peygamberlerini aşağılıyorlar.
Neyse. Şimdi konudan pek sapmak istemiyorum o yüzden şimdi yayınlayacağım bir Milyarderin röportajını dikkatle okuyun, kesinlikle kendi aklımdan yazmadığım sözler eğer inanmayan kişiler olursa bana ulaşsınlar Türkçe Altyazılı videolarınıda verebilirim… Ama eğer gerçeği merak ediyorsanız sabırla okumak zorundasınız - Teşekkürler…



Şimdi etkili kişilerin arkasında nelerin döndüğünü Roger isimli milyarderin ağzından dinleyerek öğreneceksiniz, sorulan soruların ve verilen cevapların karışmaması için Röportajcı ve Roger diye ayıracağım
Röportajcı: İfritlere (Şeytanlara) dua etmeye nasıl oldu da bulaştınız?
Roger: Benimle aynı gemide çalışan bir arkadaşım günün birinde muhteşem bir haberim var dedi. ''Ölülerin ruhlarıyla konuşan insanları tanıyorum'' - '' Rahmetli annenin ruhuyla konuşmak ister misin? '' Şaşırmıştım. '' Rahmetli annenle konuşmaktan korkarsın değil mi?'' dedi. Bak önce biraz düşüneyim, hayatımda hiç düşünmediğim bir şey bu dedim.
Röportajcı: Genelde çoğumuz düşünmemiştir ve böyle birşeyden korkarız.
Roger: '' Suratından okunuyor, bir seansa katılmaktan korkuyorsun '' dedi. '' Ama seni tanıyorum, geleceğini biliyorum '' dedi. Ondan sonrada gemideyken ne kadar cesur olduğumu söylemeye başladı, bunun gibi şeyler. '' Aynı adam değilsin, değiştin, korkaksın '' dedi. Bunu demesi yetti ve ne zaman seansa gidiyoruz dedim. Sonra bir cumartesi günü ilk gidişimdi, Montreal'da çok güzel bir medyum bayanın evine gittik. Orada 20 davetli vardı, bende onlardan biriydim. Ve sonra ruhlarla konuşmaya başladı, çeşitli insanlara ruhların söylediklerini iletti. Bir adam 6 ay önce ölen arkadaşımla görüşmek istiyorum ama onu görmek istemiyorum dedi, sadece konuşmak istiyordu çünkü arkadaşımla benim yerime konuşmana güven duymuyorum dedi. Medyum ruhla irtibata geçeyim dedi. Ruh seninle konuşacak dedi ve sonra geniş bir erkek sesi mekânda duyuldu. '' Merhaba Frank, beni istemiş olman ne güzel dedi. '' Biraz konuştular, bittikten sonra Frank ölülerin ruhlarıyla konuşmak dünyanın en güzel şeyi dedi. Daha sonra medyum bu gece bizi çok özel bir süprizin beklediğini söyledi. Ruh açık bir şekilde görülecekti, birkaç dakika bekledik ve sonra büyük bir rüzgâr binaya çarptı. Duvarın içinden—Işıklar çok parlaktı-şey gibilerdi ışıklar, zaten birkaç tane ayaklı lamba vardı ve bu yarı saydam varlık doğrudan duvarın içinden çıktı.
Röportajcı: O anda nasıl hissettin?
Roger: Sanki kalbim bir anlık durmuştu, bilirsiniz çok garip bir histi. Ve duvardan çıkan ruh çok güzel bir gecelik giymiş bir hanımdı, uçuyordu. Canım kardeşim Mary beni çağırman ne güzel dedi. Ve Mary bayılıp sandalyeden yere düştü, onu kaldırdılar ve ruh kayboldu. Bu işin başlangıcıydı.
Röportajcı: Yani bu işe böyle bulaştınız?
Roger: Evet, bu daha işin başlangıcıydı. Belirli bir zaman sonra insan aklının ilginç bir yanı var, gördüğünüz birçok dehşete alışabilirsiniz. Başlangıçta sizi korkutan birçok şeye alışabilirsiniz ve bunlar zamanla size normal ve sıradan gelecektir.
Röportajcı: Yani doğaüstüyle temas kimseyi rahatsız etmeyecek bir derecede normal ve olağan bir şeymiş gibi gelmeye başlayabilir demek istiyorsunuz?
Roger: Evet
Röportajcı: Daha doğrusu yaptıkça daha az rahatsız edici oluyor?
Roger: Ondan sonra gizli bir örgüte üye oldum, ruhlara tapınıyorlardı.
Röportajcı: Roger. Peki, bu seanslardan ne şekilde farklıydı?
Roger: Seanslar sizi o kadar içine çekmiyor ancak eğer ruhlara tapınan gizli bir örgüte üye olursanız özellikle de üst seviye ruhlar sizi davet ettiyse oradan canlı çıkamazsınız. Artık arkadaşım ve ben buna bulaşmıştık ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Ve çok ünlü bir bando lideri de vardı.
Röportajcı: Jazz müzisyeni mi?
Roger: Evet, çok ünlü. Hatta bir gece onunla bir seansa katıldık, eşide vardı.
Röportajcı: Roger bir lokantadaydınız. Ne oldu?
Roger: Orada oturup en sevdiğimiz alkollü içecekleri içiyorduk ve konuşurken grup şefi şunu dedi. '' Ben güç istiyorum, o halde gücün kaynağına giderim. '' Sizce nasıl bu kadar ünlü oldum, ne sanıyorsunuz? '' dedi. Bende şanslı olmalısın dedim. '' Şans diye bir şey yoktur'' dedi. '' Ya sizin için bir yerlerde çalışan bir güç vardır ya da bu dünyada bir yere gelemezsiniz, en azından benim iş alanımda''dedi. Böylece oradan da ruhlara tapınmaktan konuşmaya başladık.
Röportajcı: İlginizi çektimi? Bahsettiği konular ilginizi çekti mi?
Roger: Evet. Yani sözüm ona ölülerin ruhları olanlar gerçekte ifrit ruhlar (İblis) dedi. Düşmüş meleklerdir, çok güzel varlıklardır
Röportajcı: Öylece bir anda söyledi mi?
Roger: Aynen öyle.
Röportajcı: Öylece söylediğinde rahatsız etmedi mi?
Roger: Biraz şok etti tabii ki, sonuçta ilk defa duyuyorsunuz. Sonra önünüz çok parlak çünkü gizli örgütümüzün başpapazına Üstatın sizin için çok özel planları olduğunu söylemiş.
Röportajcı: Üstat derken kimsen bahsediyorsunuz?
Roger: Aamm, Şeytan. Sonra bizde ne demek istediğini merak ettik. '' Bak biz ruhlara tapınıyoruz dedi. Biz Lusifer ve bütün meleklerine tapınıyoruz, cennetten kovuldukları zamanki kadar güzeller. Aslında evrende yaşananlar arasında büyük bir yanlış anlaşılma oldu. Efendimiz yanlış anlaşıldı ve Tanrı hatalar yapan insanlarla yaptığı gibi onunla ne yapacağını bilemedi (Efendimiz derken Şeytandan bahsediyor). Yani savaştayız, iyi kötüye karşı. Bizde kötü tarafız ama o kadar da kötü değiliz. İyi ve kötünün arasındaki meseleye şöyle bakıyorum dedi. Birisi Tanrı'ya inanır, biri de Lusifer'e (Şeytan'a) siyaset gibi.
Röportajcı: Büyük çekişme gerçek demek ki. Sizde öbür taraftan birisiyle konuşma fırsatı buldunuz.
Roger: Bu kişiler Hz. İsa'nın bu gezegene büyük güç ve ihtişamla dönmeyeceğine inandırılıyorlar. Bu gezegenin herşeyinden vazgeçecek çünkü başpapaz bir keresinde İsa'nın bu gezegendeki herşeyin kanunlar vasıtasıyla şeytanın olduğunu bildiğini söyledi. Başrahip siz yeni olanlar için ruhları memnun etmenin en iyi yolunun İsa'nın ve kilisesinin herşeyini aşağılamak olduğunu söyledi. Ve Hristiyan ilahileri söylerler ancak hristiyan sözlerle değil. Birçoğunu değiştirdiler, küfürün bir şekli olarak değiştirdiler. Ve bugünün rock müzik dünyasının gizemi bu. Çalanların Haçları var, küpe şeklinde haçlar vb. İşte bu küfürün bir şekli İsa'yla alay ediyorlar anladınız mı? İfrit ruhlar insanlara bunu yaptırıyor. Bu tip sembolleri giymekten zevk alırsınız, hristiyanlara İsa'yı hatırlatan haç gibi.
Ümitcan Engin Açıklama: Şimdi Roger elit kesim ve onların ifrit inancı hakkındaki en önemli detayları bize açıklayacak.
Roger: Hayatımızın üstadı size ''Tanrılara'' ibadet odasını göstermenin vaktinin geldiğini ilham etti. Şekil bulan ruhların fotoğraflarını çekip resimlerini yaptılar, belki de yüzlerce vardı.
Röportajcı: O odaya girdiğinde nasıl hissettin?
Roger: Bu insanların güce sahip olduğunu hissettim, hemde oldukça çok
Röportajcı: Peki, bu ilgini çekti mi?
Roger: Hem evet, hem hayır
Röportajcı: Karışık duygularınız vardı yani?
Roger: Evet karışık duygularım vardı. Çünkü belirli bir yere kadar herşey bize güzel gözüküyordu ve kulağımıza güzel geliyordu. Ancak ben Hristiyan bir ailenin içinde yetiştirildim. Babam eğer kötü şeyler yaparsam hesabını vereceğimi söylerdi ve bu dünyada herşeyin bir karşılığı var. Böylece bu düşünce aklıma yerleşti. Bu ruhlarla uğraşırken nerede hesabını vermeye başlayacağımızı düşündüm.
Röportajcı: Bu olay sizi biraz gerdi yani?
Roger: Evet.
Röportajcı: Buna rağmen devam ettiniz
Roger: Oh, bu işten çıkış yoktu. Çünkü bize böyle söyleniyordu.
Röportajcı: Korktuğunuz için ilerliyordunuz yani?
Roger: Evet korktuğumuz için çünkü başpapaz üstadın hayatlarımız için özel planları olduğunu söylüyordu. Ve ayrıca kimse örgüte ruhlar tarafından çağrılmadan giremiyordu. Bu oldukça açıktı.
Röportajcı: Gerçekte çok güçlü ifrit ruhlar tarafından seçkin ve özel bir insan topluluğuna davet edildiniz.
Roger: Montreal'daki bu insanlar, papazın bahsettiği örgüt dünya çapında binlerce ruhlara tapan örgütler olmasına rağmen bu örgütün ''Elit'' olduğunu söylüyorlardı. Biz üstat ve melekleri hakkındaki gerçeği biliyorduk. Şeytani gözükmüyorlar, çok güzel varlıklar ve tapınaktaki resimlerde de öyle gözüküyorlardı.
Röportajcı: Bu şükür celselerine katıldığınızda neler yapılıyordu?
Roger: Birçok başarı hikâyesi anlatılıyor. İşte üstat benim için şunu yaptı, bunu yaptı.
Röportajcı: Bu ruhlara tapınma sizi kişisel olarak ne zaman etkilemeye başladı Roger?
Roger: Şey, çok uzun sürmeden papaz bize artık ruhlara güvenmemiz gerektiğini ve bizim için bir şey yapma hakkını vermemizi söyledi. '' Bir takım hediyelerden seçim yapabiliyorduk''
Kısa bir açıklama:
Ümitcan Engin: bu adamın neler açıkladığını anladınız mı? Bu fenomen yeni mi? Medeniyetin başından beri olmaktadır. Bu ifrit ruhlar nelerdir? Onlar cinlerdir ve Kur'an da, İncil'de ve Tevrat'ta ifrit ruhlar düşen melekler olarak açıkça belirtilmektedir. İnsanlar asırlardır dünyevi karşılıklar için onlarla çalışıyorlar. Bu nasıl olmaktadır? Bir alış-verişi taban alan gönüllü bir antlaşma, vaat ya da sözleşmeyle onlara onların istediklerini veriyorsunuz, onlarda dünyada istediklerinizden birşeyler veriyorlar.
Beyrut ve Lübnan'da büyük Deccallerle işleri olanların varlığından bahsedilir, Kırmızı Ziba adlı çok pahalı bir maddeyi aldıklarını ve ifrit ruhlara hazırlayıp, suratlarından ateş gibi kırmızı varlıkların çıktığından söz edilir. Bu ifrit ruhlar istediklerini yapıyor ve karşılında Kırmızı Ziba'yı içiyorlar, bu en son edindiğim bilgi ve bu bilgiyi birçok kişiden duydum.
İnsanı Tanrı'dan ve gerçekten uzaklaştıran aldatma ve doğrudan Lusifer'in (Şeytan'ın) geldiğini idda ettiği planları Roger'ın anlattıklarını okuyarak öğrenebilirsiniz. Devam…
Roger: Takip edeceğimiz 3 tane ilke var. İlk olarak Lusifer, insanları Şeytanın ve meleklerinin olmadığına inandırmalıyız'' dedi.
Röportajcı: Bu ilginç Roger çünkü ülke çapında yapılan yeni okuduğum bir araştırmada insanların %75'inin gerçek ve somut bir Şeytan'a inanmadığını belirtmişti. Ama öyle biri var öyle mi?
Roger: Evet. Bu 3 ilkeden ikincisi insanların akıllarına hükmetmenin bir yolu olan hipnotizmi gizlilikten çıkarıp insanlığın yararına yeni bir bilim olarak sunmaktı. Ve hipnotizmi gizlilikten çıkarıp insanlığın yararına bir bilim olarak tanıttıklarında ünlüleri, öğretmenleri, yetenekli insanlara harika şeyler yaptırarak örneğin sözüm ona insanları zamanda geri gönderip önceki hayatlarını göstererek kullanacaktı. Tabii ki seans bittiğinde söz konusu kişi kadim tarih hakkında hiçbir şey bilmeyecek ve transta bahsettiği kişiler 2000-4000 sene evvel birşeyler yapmış olacaktır.
Kısa bir açıklama: 
Ümitcan Engin: Yani insanlar bu sayede kadim tarihlerde olan olayları düzgün anlatan ifrit ruhlar tarafından kullanılacaktı. Bu olağan bir şey çünkü ifrit ruhlar binlerce sene yaşarlar.
Roger: Ancak bu onların planıydı. Bu sayede toplumda büyük aldatmaya karşı güven uyandıracaklardı. Mistizmle batıyı hristiyanlıktan uzaklaştıracaklar.
Röportajcı: Kısaca 3 ilke şunlar yani: Onun ve meleklerinin var olmadığını insanlara inandırmak. İkincisi insanların akıllarını ele geçirmek. Peki, 3. İlke nedir?
Roger: İncil'i yakmadan yok etmek.
Röportajcı: Peki o konudaki planı neydi?
Roger: O çok ilginçti işte. Büyük konsül toplantısından sonra Şeytan'ın Charles Darwin'e birebir evrim teorisi ilkelerini dikte edeceğine karar verildi. Lusifer'in (Şeytan'ın) kendisi tarafından eğitim aldı. O zaman da Şeytan ve ruhani danışmanları eğer bir insan evrim teorisine inanırsa hayatında İncil'in yaratılış haftasını, insanın düşüşü ve kurtuluş istediğini tamamıyla yok edeceğini anlatıyorlardı. Evrim teorisini kim öğretirse o dini inanışın önemli bir rahibi sayılıyordu. Bu teorinin her öğreticisi ruhlar tarafından önemli bir kişi olarak algılanıyor ve Şeytanın kendisi tarafından ona özel bir karşılık ayrılıyor. Birisini inandırarak ruhani körlük, ikna ve dönüştürme ile büyük güç elde ediyorlar, 3 Kapasite.
Ümitcan Engin Açıklama: İnsan Tanrı'yı mı yarattı? Tevbe sümme hâşâ tabiiki öyle bir şey olamaz. Ama onların büyük aldatma planı ''Tanrı Yoktur''u öğretmek.
Büyük gerçek: Evrim Teorisi Şeytanın sayesinde size getirildi. Uyanın. Devam ediyoruz.
Roger: Bu büyük plan, dünyanın çoğunluğunu elde edecek asıl büyük plan. İyi ve kötünün savaşının sonunda birçoğunu yanına çekecek. Ve özgün bir şekilde yapılacak, insanlar bu fikirleri yutacaklar. Çünkü ruhlar, ifritler kendilerini uzak gezegenlerden ve galaksilerden gelen ve onları dünyanın yok oluşuna karşı uyarmaya gelen varlıklar olarak tanıtacaklar. Dikkat edilip ciddi bir önlem alınmazsa yok olacağımızı söyleyecekler.
Ümitcan Engin Açıklama: Şimdi bu sözün üstüne uzaylı safsatasının bir plan olduğunu anlamışsınızdır. Uzaylı diye bir şey yok sadece bize var oldukları inandırılmaya çalışıyor aslında onlar ifrit ruhlardır. Ve bu planın sadece bir parçası İslamı bitirmek için içten gerilim yaratacaklar ve böylece size Yeni Dünya Dinini tanıtacaklar. O din ne olacaktır? Sen Tanrısını öğreten bir din. Kısacası şimdiler de Kabala inanışı diyorlar.
Şimdi bu röportajda bize bilgi veren Roger bu konuyu 1980ler 1990lar da felan anlattı ve dikkat ettiyseniz o zaman konuşulan konular günümüzde gerçekleşmeye başladı. Peki, gerçek sırları nedir? Kısaca anlatacağım dikkatlice okumanızı tavsiye ediyorum.
Bu gizli örgütlerin temelinde ''Kabala'' inanışı yatıyor. Matematik ve sayıları kullanarak bir bilgiyi şifreleme yöntemidir. Gizli örgüt üyeleri bildiklerini asla her hangi bir dilde yazmaya cesaret edemediler, bildiklerini korudular. Çünkü öbürtürlü birisi bu bilgileri çalabilirdi ve sır yayılırdı. Bu bilgiyi alıp gizlediler ve bu şifreleme sisteminin bir yanı matematik ve sayılar diğeri ise mimaridir. Bu neden masonlar isimli bir yardımlaşma derneğinin olduğunu açıklamış oluyor sanırım. Mason kelimesi Duvar Ustası anlamına gelir. Yaptıkları her duvarda sır saklı ve devirler boyunca binalarının mimarileri ve ölçüleri matematik ve geometrik formüller, yüksekliği ve genişliğinde bu sırrı gizlediler.
Umarım açıklamalarım biraz olsun gerçekleri görmenizde yardımcı olmuştur diğer ele alacağım Illuminati örgütü ve zihin kontrolü konularını işlemeyece başlayacağım. Beklemede kalın. Salıcakla kalın…



Yorum Gönder

 
Top